İstanbul’da 19-20 Mayıs tarihlerinde Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Partizan ve Yeni Dünya İçin Çağrı; 68’in 50. yılında “Gerçekçi ol, imkânsız görüneni iste” şiarıyla “68 ve İbrahim Kaypakkaya” sempozyumu düzenleneceğini duyurdu. Düzenleyen kurumlar, sempozyumuna dair görüşlerini kısaca özetleyerek katılım çağrısında bulundu.
SMF “68 ve Mayıs’ın çağrısı: Gerçekçi ol, imkânsızı iste!”
Emperyalizme, kapitalist tahakküme, faşizme, bürokrasiye karşı 50. yıldönümünde 68 İsyanı yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor. ’68 başkaldırısı, yerküre üzerinde topluma devrim çağrısıydı. Bu çağrı, başta öğrenciler olmak üzere, işçiler, kadınlar, aydınlar tarafından büyük bir karşılık buldu. 1968’de Fransa’da öğrencilerin okul işgalleri ve genel grevle birlikte işçi sınıfının çeşitli hareketleri, Proleter Kültür Devrimi’nden de beslenen komünist devrim fikrini birçok ülkede güncel hale getirdi. 1970’lerin devrimci hareketleri ve Kaypakkayacı hareket, coğrafyamızda bu devrim çağrısının somutlaşmış halidir. Bir kez daha “68 ve Mayıs’ın” başkaldırı ruhunu özetleyen “devrim inanılmaz bir şeydir, çünkü gerçektir” diyoruz.
Yeni Dünya İçin Çağrı: “68’in Türkiye’ye yansımasını bilince çıkarmak!”
2018, isyan ve başkaldırının adı olan ’68 hareketinin 50. yıldönümüdür. Fransa’da öğrencilerin yerleşik düzene karşı mücadelesi ile başlayan ’68 Hareketi giderek evrensel bir karakter kazanarak tüm dünyayı kültürel alanda etkilemiştir. Müzikte, tiyatroda, sinemada, edebiyatta, sanatın her alanında ve sosyal yaşamın hemen hemen her alanında değişim rüzgârlarının fırtınalar yarattığı bir dönemin adıdır ’68. ’68 tarihe “başkaldırı yılı” olarak geçti. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye/Kuzey Kürdistan’da da yansımasını buldu. Üniversitelerde boykot ve işgal, gençliğin Amerikan emperyalizminin varlığına karşı yönelen anti-emperyalist mücadelesi, işçi sınıfının, ezilenlerin giderek yükselen mücadelesi devrimci kopuşa yol açtı. ’68 hareketi içinden devrimci gruplar doğdu. Mustafa Suphiler sonrası kesintiye uğratılan Marksizm Leninizm ile buluşma yeniden komünist önder İbrahim Kaypakkaya tarafından sağlandı. ’68’in çağrısı mevcut düzeni korumak değil, yeni bir dünyadır. ’68’in dersleri temelinde güncel siyasi gelişmeler ve görevler üzerinde durmak, ’68’in Türkiye’ye yansımasını bilince çıkarmak, ’68 hareketi içinde özel olarak İbrahim Kaypakkaya’nın rolü üzerine durmak/tartışmak amacıyla ’68’in 50. yılında “Gerçekçi Ol, İmkansız Görüneni İste” şiarıyla “68 ve İbrahim Kaypakkaya Sempozyumu” düzenliyoruz.
Partizan: “Kaypakkaya’yı daha derinden anlamak için…”
Bilindiği gibi yıl tüm dünyayı sarsan 68 devimci gençlik hareketinin 50. yılı. 68’in dünyanın pek çok ülkesinde, işçi sınıfı ve emekçiler; devrimci ve komünist hareketler açısından özel bir önemi ve anlamı var. Özellikle de ikinci paylaşım savaşından ve de Stalin’in yaşamını yitirmesinden sonra revizyonistlerin iktidarı ele geçirdiği Sovyetler Birliğinden tüm dünyaya sınıf uzlaşmacı, pasifist, parlamentarist anlayışlar yayılmış ve devrimci, ilerici hareketler zehirlenmişti.68 hareketiyle birlikte pek çok ülkede devrimci ve komünist yapılar ideolojik- politik düzlemde bu anlayışlarla yeniden hesaplaşma sürecine girdiler. Pek çok yerde komünist partiler yeniden kuruldu ve yeni atılımlarla geniş kitlelere ulaştılar. Bugün başta Asya ve Latin Amerika olmak üzere devrimci silahlı çizgide ısrar eden parti ve örgütlerin önemli bir kısmı 68 hareketiyle tarih sahnesine çıkmıştır.
Diğer yandan Mayıs 68 hareketi/Kuşağı/İsyanı aynı zamanda kapitalist- emperyalist metropollerde de büyük bir isyan dalgası-değişim ve dönüşümü beraberinde getirmiştir. Radikal silahlı örgütler ortaya çıktı ve sömürücü zorbalara etkili darbeler indirdi.
Kuşkusuz 68 hareketi veya kuşağının temel çıkışı, Çin’de Başkan Mao önderliğinde başlatılan “Büyük Proleter Kültür Devrimi”dir. Çin’de “burjuva karargâhları bombalayın” şiarıyla başlayan hareket kısa sürede özellikle de emperyalistlerin Asya ve Latin Amerika’da sürdürdüğü işgallere karşı gelişen öfkeyle birleşerek büyük bir sinerjiyi açığa çıkardı.
Coğrafyamızın bu rüzgârdan etkilenememesi ise düşünülemezdi. 68 devrimci gençlik hareketi, coğrafyamızda, 60 darbesiyle sindirilmeye çalışılan toplumsal muhalefetin daha etkin ve daha kararlı, ideolojik olarakta kendini yenilediği ve bir yol aradığı bir sürece tanıklık etti. Öğrenci gençlik hareketi olarak başlayan direniş ve isyan dalgası kısa sürede fabrikalara, köylere, gecekondulara yayıldı.
Bu süreç aynı zamanda bugünkü devrimci hareketin temellerini oluşturan parti ve örgütlerin ortaya çıktığı bir süreci de tetikledi. Bizim için bu sürecin en önemli yanı geniş anlamda Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve İbrahim Kaypakkaya’da ifadesini bulan devrimci dayanışma ve birlikte mücadele etme, yan yana durma özelliğidir. Faşizmin tüm saldırılarına, aralarındaki farklılıklara rağmen dayanışma ve devrimci birlikteliği güçlendirerek sınıf düşmanlarından hesap sorma pratiği sergilenmiştir.
Özel olarak bizim için Kaypakkaya’nın ifade ettiği haliyle bugünkü geleneğimiz “Büyük Proleter Kültür Devriminin bir ürünüdür.”
Gelinen aşamada, OHAL’le birlikte devletin, her türlü fikir ve düşünceye, hak arama mücadelesine, işçi sınıfı ve ezilenlerin özgürlük mücadelesine azgın bir şekilde saldırdığı bir süreci yaşıyoruz. AKP iktidarı, işçilere, emekçilere, Kürtlere, Aleviler, kadınlara, LGBT+lara, gençlere nefretle saldırıyor. Ekonomik ve siyasal kriz derinleştikçe saldırılarının dozajı artıyor.
68’in yeniyi arayan, kendini sorgulayan, hatalarının üzerine giden ve tüm bunları devrimci eylem birliği, yan yana durarak, devrimci dayanışmayı büyüterek yapma çabasının bu mirasın, bugün yaşadığımız zulüm cenderesini aşmamızda yol gösterici olacağını düşünüyoruz.
Devrimci, ilerici saflarda yer alan ve faşizme karşı mücadele eden tüm güçlerin kendi fikirleri ve duruşlarıyla, yan yana yürümesinin içinde bulunduğumuz süreçten çıkılmasının yegâne yolu olduğunu düşünüyoruz. Bundan dolayıdır ki, sempozyumuzun ilk gününde farklı fikir ve çizgilerden çok sayıda devrimci, ilerici kurum sürece dair fikirlerini ifade edebilecek. Farklılıkların ideolojik anlamda gelişmek ve doğruyu bulmak açısından yararlı olduğu görüşündeyiz.
68 devrimci gençlik hareketi, göğü fethe çıkan, yeni bir dünya özlemiyle tutuşan devrimci öznelerin ve onlarla birlikte yola çıkan yığınların hareketiydi.
71 askeri faşist cuntasına rağmen devrimci dayanışmasından taviz vermedi ve 71 devrimci çıkışıyla bugün üzerinde yükseldiğimiz geleneğin tohumlarını attı.
Bugün, AKP iktidarı eliyle 71-80 cuntasını aratmayan uygulamalara tanık oluyoruz. Buradan çıkış için, bizi hataya sürükleyen yanlarımızla, tartışarak, ideolojik mücadele içinde bir hesaplaşmanın buradan bir kopuşla yeni bir yol bulmanın imkânını arayacağız.
Sempozyumumuzun genel muhtevasını 68 oluştururken biz aynı zamanda 68’in penceresinden Kaypakkaya’nın nerede durduğunu ve süreci nasıl ele aldığını, esas olarak da onun düşünce sistematiğini incelemeye çalışacağız.
Kaypakkaya’nın bilimsel analiz ve yöntemlerinin bize yol gösterici olacağına inanıyoruz. 68 kuşağının, devrimci mirasını bugün yaşatmak, birlikte tartışmak ve üretmek, sorunlarımıza çözüm bulmak için, Kaypakkaya’yı daha derinden anlamak ve onun bir eylem kılavuzu olan fikirlerini incelemek için sempozyumda buluşacağız.
Tüm işçi ve emekçileri, yaşadığımız korku ve zulüm girdabından çıkışın yollarını tartışmak için sempozyumumuza bekliyoruz.