Birlik, Mücadele ve Dayanışmayı Büyütelim!
1 Mayıs’ın yaklaşmasıyla birlikte pek çok kurumdan 1 Mayıs çağrısı gelmeye devam ediyor. Partizan yaptığı açıklama ile, “Kapitalizm Pandemisine karşı birlik, mücadele ve dayanışma” çağrısı yaptı.
24 Nisan 2020
“Kapitalizm Pandemisine Karşı; Birlik, Mücadele Ve Dayanışmayı Büyütelim; Yaşasın 1 Mayıs!” başlıklı açıklamada, “Yeryüzünün ezilenleri, emperyalist-kapitalist sistemin açlık ve yoksulluk; adaletsizlik, savaş ve katliamdan başka bir şey sunmadığı olağan bir zamanında kendileri için yeni bir tehdit olarak pandemi aşamasına gelen Covid-19 virüsü ile karşı karşıya kalmışlardır.” denildi.
“Covid-19 En Fazla İşçi ve Emekçileri Vuruyor”
Açıklamada, covid-19 pandemisinin dünyada on binlerce insanın ölümüne milyonlarca insanın hastalanmasına neden olmuştur. Covid-19 pandemisinden en fazla etkilenin açlık, yoksulluk, işsizlikle boğuşan işçi sınıfı ve emekçiler, ezilenleri vurduğuna dikkat çekildi:
“Bugün Covid-19 pandemisi dünyada on binlerce insanın ölümüne milyonlarca insanın hastalanmasına neden olmuştur. Covid-19 pandemisinden en fazla etkilenin açlık, yoksulluk, işsizlikle boğuşan işçi sınıfı ve emekçiler, ezilenler olduğu ortadadır.
Küçücük bir virüs silahları çelikten, duvarları betondan olan emperyalist-kapitalist sitemin çürümüşlüğünü herkese göstermiştir. Virüsün, yaşını almışları, bağışıklık sistemi zayıf olanları, hastaları veya sağlık sistemine erişimi olmayan ezilenlerde yarattığı yıkım başka bir deyişle virüsün ortaya çıkardığı bu tablo tablo emperyalist-kapitalist sistemin doğrudan sonucudur.
Emperyalist-kapitalist sistemde bir kez daha yeryüzünün tüm “lanetlileri” olarak bir kez daha gördük ki ister ekonomik, ister sağlık olsun bütün krizler ezilenler içindir! Ve tarih bir kez daha ispatlamıştır ki; gerçek pandemi emperyalist kapitalizmin sistemin kendisidir.
Emperyalist kapitalizm, ekosisteme, tüm canlılara, insan yaşamına; işçilere, emekçilere, kadınlara, LGBTİ+lara; gençlere, tüm ezilenlere düşmandır!”
“Sınıf Mücadelesi Keskinleşecek!”
Covid-19 pandemisiyle tüm dünyada iktidarların ezilenlerin kazanılmış haklarına göz diktiğine vurgu yapılırken şunlar kaydedildi:
“1 Mayıs’ı özgün koşullarda kutlamaya başladığı bugünlerde, dünyanın dört bir yanında iktidarlar; kazanılmış hakları gasp ederek, gelişebilecek isyanları önlemek için otoriter sistemlerini sağlamlaştırarak salgını fırsata çevirmektedirler. Egemenler toplumsal olarak güçlü bir direncin olduğu ama uzun zamandır kendi gündemlerinde bulunan uygulamaları hayata geçirmek için salgını fırsat olarak kullanmaktadırlar.
Pandemi dönemi ve sonrası süreç sınıf mücadelesinin keskinleşeceğinin işaretini vermektedir. 2019 yılının son çeyreğinde yaşan Irak, Lübnan, Şili, Hong Kong, Fransa, İran, Sudan, Mısır, Suriye, Haiti, Endonezya, Bolivya, Cezayir vb. ülkelerde ezilen halkların isyanının Emperyalist-Kapitalist sisteme yeniden geçen yüzyılın “ölümcül heyulasını” tekrar hatırlattıklarını, önümüzdeki dönemin de bu hatırlatmanın boyutlanacağının işaretleri ile doludur.”
AKP-MHP İçin Salgın Allah’ın Bir Lütfu!
“Türk egemen sınıfları, Covid-19 salgını karşısında işçi ve emekçi kitlelerine, “başına ne geleceğini bilmem ama başına gelecek her şeyden sen sorumlusun” demektedir. Bir yandan “evde kal” çağrıları yaparken diğer yandan işçi ve emekçileri “çarkların dönmesi” adına hiçbir önlem almadan, sağlıksız koşullarda çalışmaya zorlamaktadır. İşçi ve emekçiler salgın ve açlık arasında bir seçim yapmaya zorlanmaktadır!”denilen açıklamada, kadınların salgından en fazla etkilenen kesim olduğuna dikkat çekildi:
“Evde kalma süresi uzadıkça kadınlara yönelik ev içi şiddette korkunç bir artış yaşanmış, salgının yarattığı işsizlik ve yoksulluk yine en fazla kadınları vurmuştur. İktidar, kadın özgürlük hareketinin bu başlıktaki taleplerine kulaklarını kapamış kadınları patriarkal düzenin çarklarına mahkum etmiştir.”
Açıklama şu sözlerle devam etti:
“AKP-MHP Bloğu, ücretsiz izni yasal hale getirerek, işçileri tamamen patronların iki dudağı arasına bırakmaktan; Covid-19 pandemisi sırasında işsiz kalan milyonlarca işçi ve emekçi için sefalet ücreti vermekten çekinmemiştir.
Sanki virüs hafta sonu tatil yapıyormuş gibi göstermelik alınan sokağa çıkma yasakları ile göz boyamaya çalışılmaktadır. Yüzbinlerce işyerinin kapanmasıyla işsiz kalan milyonlarca insanı görmezden gelen AKP iktidarı, pandeminin ilk gününden itibaren patronlar için onlarca kalkan paketi hazırlamış, halkı ise IBAN numarası vererek bağış yapmaya davet etmiştir!
Egemenler virüs salgınının yayılım hızını yavaşlatmak, sağlık tedbirlerini arttırmak, halka yönelik tedbirler almak yerine kendi otoritesini sağlamlaştırmak, yeni bir emek rejiminin örgütlenmesi adına baskı ve şiddet mekanizmasını salgının arkasına sığınarak yaşama geçirmekten; militarist güçlerin, işçi ve emekçilerin yaşamının her hücresine müdahale edecek şekilde sevk etmekten geri durmamıştır.
Pandemi hızla yayılıp herkes can derdine düşmüşken iktidar; Kürt halkının iradesine kayyum darbesi yapmaktan vazgeçmemiş; infaz yasası ile politik tutsaklar kapsam dışında tutarak; tacizcileri, tecavüzcüleri, kadın katillerini, uyuşturucu baronlarını, çete-mafya liderlerini dışarı bırakmaktan geri durmamış, ranttan hız kesmeyerek doğa katliamına devam etmeyi ertelememiştir.”
Birlik, Mücadele ve Dayanışmayla 1 Mayıs!
“Covid-19 pandemisinin giderek ezilenlerin hastalığına dönüştüğü bugünlerde, işçi ve emekçilerin, birlik, mücadele ve dayanışma günü olan bir mayıs’a girmekteyiz.” denilen açıklamada salgın günlerinde 1mayıs’ın özgünlüğünün altı çizilerek şu ifadelere yer verildi:
“Yaşadığımız salgından kaynaklı dayanışmanın önemi bir mayısta ve bir Mayıs’tan sonraki dönem için hayati noktada durmaktadır. Ezilenlerin taleplerini en güçlü, en etkin bir şekilde dile getirmek, bu talepler etrafında kitleleri örgütlemek ve birleştirmek acil görev olarak önümüzde durmaktadır. Elbette salgının olduğu bugünlerde bunu, sürecin özgünlüğüne uygun bir şekilde, yeni yol ve yöntemlerle beslemeliyiz.
Hastanelerde, işyerlerinde, fabrikalarda; hizmet, inşaat ve enerji sektöründe milyonlarca işçi ve emekçi çalışmak zorunda bırakılmaktadır. Sınıfın bahsini ettiğimiz bölükleri için çağrımız, iş yavaşlatma ve bırakmadır!
Sınıfın çok sayıda bölüğü işyerlerinde hem de sağlıksız koşullarda çalıştırılırken ilk talebimiz pandemiye karşı gerekli tedbirlerin alınması ve zorunlu sektörlerde dahi çalışmanın kısaltılması vardiyalara bölünmesi şeklindedir.
İşten atmalar bir an önce yasaklanmalı ve tüm çalışanlar ücretli izne ayrılmalıdır! Salgının işsiz bıraktığı, mağdur ettiği tüm toplumsal kesimlerin talepleri ve ihtiyaçları karşılanmalıdır.
Birlik, mücadele ve dayanışmayı, fiziksel mesafe kurallarına uygun bir şekilde, bugünün gerçekliğine uygun bir şekilde sokakta büyütmek; bununla birlikte geniş emekçi kitlelerini 1 Mayıs gündemi etrafında bir araya getirecek her türlü yol ve yönteme dört eller sarılmalıyız!
Dayanışma, fiziksel mesafeye rağmen sosyal yakınlığın, ideolojik ve politik duruşun bir sonucu olarak ortaya çıkacaktır! Aynı gündem etrafında fiziksel olamasa bile sosyal bağlamda yan yana durmak, iletişimi güçlendirmek ve ortak bir şekilleniş yaratmak bu dönemin 1 Mayısının ayırd edici özelliği olacaktır!
Salgın sonrası süreci belirleyecek, mücadelenin koordinatlarını belirleyecek olan temel nokta tamda bu dönemde birlik ve dayanışmada yaratılacak tablo olacaktır!
Öyleyse birlik, mücadele ve dayanışma için; işyerlerinde 1 Mayıs kutlamaları; iş yavaşlatma ve bırakma; evde kalan geniş emekçi kitlelerle birlikte fiziksel mesafe sosyal yakınlıkla, yaratıcı yol ve yöntemlerle 1 Mayıs’a sahip çıkmaya, evde kal çağrılarına karşılık eylemde kalmaya, 1 Mayıs’ı kutlamaya!